Son günlerde NATO unsurlarının Afganistan’dan çekilmesiyle, ülkemize bir de Afgan göçü başladı. Dikkat ederseniz, yaln...
Son günlerde NATO unsurlarının Afganistan’dan çekilmesiyle, ülkemize bir de Afgan göçü başladı. Dikkat ederseniz, yalnızca yetişkin erkekler.
Bilindiği gibi daha önce Irak’tan, Suriye’den, Afrika’nın birçok ülkesinden ve hatta kuzey doğu komşumuz Ermenistan’dan gelen yabancılar vardı. Şimdi bunlara bir de Afganlar eklendi…
Uzmanlar yorumluyor;
“Bu gelen Afganlarla ülkemizdeki yabancı sayısı 8 milyon civarındadır.”
Rakam gerçekten ürpertici! Bu nüfus, yani 8 milyon yabancı, birçok Avrupa ülkesinden daha fazla.
Bir bakıma, 85 milyonluk ülkemizin içinde bir gizli ülke daha yaşıyor… Üstelik kaçak-göçek ve “Ne olursa yaparım abi!” diyen cinsten…
Yani ucuz işçi…
Bu durum da kendi insanımızı vuruyor!
Çünkü işverenler ve küçük iş yerleri, “Ne olursa yaparım abi” diyenleri tercih ediyor…
Çünkü, ne verirsen kabul ediyorlar!
Çünkü, canlarını kurtarmak pahasına ülkelerinden kaçmışlar…
Çünkü, açlar…
Peşmergeye kucak açtık da ne oldu?
Vaktiyle, 1990’lı yıllarda; yani rahmetli Turgut Özal’lı yıllarda bir Peşmerge istilasına uğramıştı ülkemiz. Sayıları bu kadar kalabalık olmasa da yarım milyona yakınlardı. Gittikleri her yeri, tıpkı çekirge sürüsü gibi kurutuyorlardı…
Neyse ki, Irak’ta savaş sonlandı ve 2000 öncesi yavaş yavaş ülkelerine döndüler de o sayfayı kapattık.
Fakat Suriyeli göçmenler her alanda ülkemize büyük sıkıntılar yaşattı ve yaşatmaya devam ediyor…
Ülkeleri bölünmüş, parçalanmış… Onlar vatanlarını savunmak yerine başka ülkelere kaçmayı tercih ediyor.
Korkuyorlar…
Milli kimlikleri ve milli şuurları oluşmamış…
Vatan, millet ve ulus kavramından çok uzaktalar…
Geldiler… Ekonomimize ekstradan büyük yük bindirdiler…
Çoğaldılar… Demografik yapımızı bozmaya başladılar…
Zengin olanlar, dolarları bozdurarak ülkemizde mülk sahibi oldular…
Bu yüzden de konut fiyatları bir anda ikiye hatta üçe katlandı; insanımıza ev sahibi olmak artık hayal oldu!
Çeteleşmeye başladılar… Adli ve polisiye olaylara karıştılar…
Soygunculuğa başladılar…
Gençlerimizi yaraladılar; canlarımıza kıydıkları da oldu…
Bu nasıl misafirlik? Bu nasıl aymazlık?
Acaba başımıza belamı alıyoruz?
Üstelik, konut sahibi olanlara vatandaşlık hakkı da tanındı. Artık TC vatandaşı olarak ellerini kollarını sallayarak her alanda yatırım yapıyorlar!
Kazara ülkemizdeki bir Suriyeli işyerine müracaat etseniz; cevapları hazır;
“Biz yabancı işçi almıyoruz!”
Olduk mu kendi ülkemizde yabancı?
Şairler Sultanı’nı rahmetle yad edelim:
“Ne ağır imtihandır, sırtındaki Sakarya!
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!”
Buyurun… Buradan yakın!
Şimdi de bir Afgan akını var ki doğu sınırımızdan, sormayın gitsin!
Vaktiyle Taliban’a karşı Amerika’nın yanında yer tutanlar…
Daha öncesinde Rusya’nın oyuncağı olanlar…
Şimdi NATO’nun çekilmesiyle, dımdızlak ortalıkta kaldılar… Taliban’ın eline düştüler… Ve çareyi de kaçmakta buldular…
Doğu komşumuz İran, Afganlara karşı ne sınırlarını kapatıyor, ne de Türkiye’ye geçişine bir engel koruyor…
Böyle komşu (!) dostlar başına!
Bakalım bunun sonu nereye varacak…
Zaten Korona belasından ekonomimiz, freni boşalmış kamyon gibi gidiyor!
Zaten işsiz genç sayısı 10 milyona doğru yaklaşıyor!
Zaten eğitimde, ekonomide, hukukta ve güncel hayatın her alanında büyük sıkıntılar yaşamaktayız!
Yani sözün özü, bu sıkıntılı ortamda 10 milyon gencimize iş alanları sağlamaya çalışırken, bir de ülkemizi istila eden 8 milyona yakın yabancılarla olmayan ekmeğimizi bölüşeceğiz…
Hani insanın sorası geliyor; “Ülkemiz, yabancıların çöplüğü mü?” diye…
Bindik bir alamete…
Gidiyoruz kıyamete!
Allah sonumuzu hayreylesin…
NOT: Bugün 30 Ağustos… Ağustos ayı, Türk’ün Anadolu kapılarını açan 1071 Malazgirt Savaşı’nın 950. Yıl dönümüdür… Üstelik 30 Ağustos, Cumhuriyetimizin temellerinin atıldığı Büyük Taarruz’un yıl dönümüdür. Bu ayda, birçok destan yazmış atalarımız… Bu vesile ile Türk Milleti’nin bayramını tebrik ediyorum… Şehitlerimize, gazilerimize, Atatürk ve silah arkadaşlarımıza rahmet diliyorum…