İnsanoğlunun üzerinde yaşadığımız şu dünyada en önemli zenginliğinin sağlık olduğu gerçeğine, Kanuni Sultan Süleyman’ın, “Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi” sözlerinin realitesi...
İnsanoğlunun üzerinde yaşadığımız şu dünyada en önemli zenginliğinin sağlık olduğu gerçeğine, Kanuni Sultan Süleyman’ın, “Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi” sözlerinin realitesine geçtiğimiz günlerde konuk olduğum kahvaltılı bir etkinlikte bir kez daha tanıklık ettim.
İstanbul’un Anadolu yakasının doğal konumu ve yerleşim tarzıyla son derece sevimli yöresi Koşuyolu’nda Sunmare Balık Restoranı’nda gerçekleşen bir kahvaltıdan söz ediyorum.
Yedi aydır meme kanseriyle verdiği mücadeleden aldığı güçle, bu konuda somut bir farkındalık cephesi oluşturan Nilgün Karakaya ve konunun uzmanlarından oluşan bir avuç insanın ortaya koyduğu birliktelik cidden son derece önemli.
Evet, Nilgün hanım yukarıda da vurgulamaya çalıştığım gibi, yedi aydır durmaksızın kanser denilen lanet hastalıkla verdiği mücadeleyi kazanmak için var gücüyle savaşıyor.
Neyse ki Nilgün hanım, bu savaşında yer aldığı cephede yalnız değil. Gittiğim kahvaltıda da yer alıp, Nilgün hanımla aynı safta yer alan Amerikan Hastanesi’nden Prof. Teksen Çamlıbel, Liv Hospital Tıbbi Onkolog Prof Çiğdem Usul Avşar, İlkin Kavukçu moderatörlüğünde bir araya gelip, konuya dair bilgi paylaşımında bulundular.
Buraya kadar her şey tamam. Ancak bunun ötesinde gördüğüm bir şey var ki, esas takdire şayan olan o. Yani, inanç, azim ve bitmez tükenmez direnç…
Nilgün hanım, hasta olduğunu öğrendiği andan itibaren, tüm benliği ve iradesini kullanarak bu hastalığa karşı vereceği savaştan galip çıkacağına inanmış ve bu adeta kansere kafa tutan bir tutum sergilemiş.
Bu durum öyle bir noktaya gelmiş ki, Nilgün hanım ameliyat olacağı günün hemen iki gün öncesinde, kendisine destek veren profesörlerin de katılımıyla kahvaltılı bir farkındalık birlikteliği gerçekleştirmiş. Yapılan etkinlikten elde edilecek geliri de, Kansersiz Yaşam Derneği, Meme sağlığı Derneği (Memeder), Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Onkolojisi ile Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Onkoloji bölümlerine bağışlamış…
Gerçekten alkışlanacak ve tabi ki örnek alınacak bir duruş. Kutlamak gerek.
Bu arada kendisine, “Bu mücadeleden galip çıkacağınıza olan inancınızı görebiliyoruz. Tabi ki, biz de bunun böyle olmasını istiyor ve şifalar diliyoruz. Peki, ameliyat öncesinde kendinizi nasıl hissediyor ve geleceğe dair neler düşünüyorsunuz?” diye sorduk.
İşte Nilgün hanımın yanıtı; “Hastalığımı öğrendiğim ilk anda yaşadığım şoku üzerimden atmam çok kısa sürdü. Kendi kendime, “Haydi Nilgün, hayat önüne bir sınav koydu. Görevin bu sınavı en iyi şekilde verip, birçok insana örnek teşkil etmek. Bu yolda asla yılmayacaksın. Gazan mübarek olsun” dedim ve yolculuk başladı. İnşallah, ameliyatımın başarılı geçip iyileşme sürecimin ardından, bu hastalığa yakalananlara maddi manevi destek verecek ve topluma farkındalık aşılamaya çalışacağım”.
Sanırım, Nilgün hanımın sözlerinin üzerine fazlaca bir şey söylemeye gerek yok.
Geçireceği operasyonla yeniden sağlıklı günlerine kavuşacağına inandığım Nilgün hanıma ve onunla güç ve gönül birliği içine giren tüm hocalarımıza çıktıkları bu yolculukta mutlu bir son diliyorum.
Bir sonradaki yazıda yeniden buluşmak üzere efendim.
Kalın sağlıcakla…