Gastronomi Turizmi Derneği (GTD) ve Liv Hospital iş birliği ile düzenlenen “Kanaat Önderleri Konuşuyor” temalı Gastro Talks toplantısının bu ay...
Gastronomi Turizmi Derneği (GTD) ve Liv Hospital iş birliği ile düzenlenen “Kanaat Önderleri Konuşuyor” temalı Gastro Talks toplantısının bu ayki konuşmacısı Liv Hospital Grup Koordinatörü Meri İstiroti oldu. 15 Aralık Perşembe günü Liv Hospital Vadistanbul’da gerçekleştirilen toplantıya Sağlık ve Turizm Eski Bakanı Bülent Akarcalı, GTD Başkanı Gürkan Boztepe ve gastronomi turizmi temsilcileri katıldı.
‘Sağlık Turizminin Geleceği, Sürdürebilirliği ve Türk Mutfağının Sağlık Sektörüne Yansıması’ başlıklı bir konuşma yapan Meri İstiroti, dünyada ve Türkiye’de sağlık turizminin ulaştığı hacim hakkında bilgi verdi. Meri İstiroti, Türkiye’nin Covid-19 pandemisi sonrasında sağlık turizminde yakaladığı ivmeye dikkat çekti: “2021 ve 2022 yılı sektör için toparlanma yılı oldu. Türkiye’ye gelen sağlık turisti sayısı 2021 yılında, pandemi öncesi dönemi yakalayarak 671 bine yaklaşırken, rakamlar 2022’yi yaklaşık 1 milyon 200 bin sağlık turisti ve iki buçuk milyar dolara yaklaşan gelirle kapatacağımızı gösteriyor” diyen Meri İstiroti, 2023 ve sonrasında sağlık turizminden beklentilerin büyük olduğuna değindi.
Türkiye, tedavi giderlerinde daha fazla tasarruf sağlıyor
Türkiye’nin sağlık turizmindeki gücüne de değinen Meri İstiroti “Yabancı hastalar daha iyi doktor becerileri, gerçek multidisipliner yaklaşım, nitelikli tıp ve hastane yönetimi, tıbbi sonuçlarda ve tedavide yüksek kalite, modern tıbbi teknoloji, bekleme süresinin olmaması, yakın uçuş mesafesi ve uygun tedavi maliyeti gibi avantajlardan dolayı ülkemizi tercih ediyor” dedi. Meri İstiroti, Türkiye’de batıya göre yüzde 40 civarında tedavi gideri tasarrufu sağlandığını da sözlerine ekledi.
Türk mutfağının şifalandırıcı gücü
Gastronomi turizminin temsilcilerin yer aldığı toplantıda Meri İstiroti, Türkiye’nin, küresel sağlık turizminde markalaşma sürecine girdiğini vurgulayarak Türk mutfağının sağlık turizminde nasıl değerlendirilebileceğine değindi. Sağlık turizmi ile gastronomi turizminin karşılıklı olarak birbirini destekleyebileceğine vurgu yapan Meri İstiroti, “Geleneksel tatlarımızın, sağlıklı ve besleyici yemek kültürümüzün uluslararası arenada daha fazla tanıtılması, ülkemizin markalaşma sürecinin en güçlü destekleyicisi olacaktır. Bu doğrultuda, sağlık hizmeti almaya gelen turistlere sağlıklı beslenme öğretileri, ürünlerin temini, online ürün tanıtımı birleştirilerek sunulabilir. Ege mutfağının kendine has özellikleri ise sağlık turizminde ayrıca değerlendirilebilecek büyük bir zenginlik. Gastronomi turlarının hastanelerde tanıtımı, hastanelerde ise gastronomik özelliklerin tüm dillerde tanıtımı yapılabilir. Gastrointestinal hastalıklar ve kanserle ilgili hastalıklarda ise doğru beslenme programı tedavi sonrasında da devam ettiği için bu alanda, tedaviye ek oluşturularak destekleyici çalışmalar yapılabilir. Ayrıca online mutfak kursları yabancı hastalara ve yakınlarına sunulabilir, yurtdışından yerel bölgelere yapılacak gastronomi turlarına check-up programları eklenebilir” diyerek sözlerini tamamladı.